Bütün dünyada işçi sınıfı, emekçiler, kazanılmış haklarına yönelik büyük bir saldırı dalgası ile karşı karşıya ve işçi sınıfı, küreselleşme saldırısına, sermayenin dayatmalarına karşı mücadelesini yükseltiyor. Aynı saldırının hedefi olan Türkiye işçi sınıfı ise demokrasinin emperyalist AB tarafından kendisine hediye edileceği masalını anlatanlarca sermayeye pazarlanıyor, işçi sınıfının kendi mücadelesini yükseltmesinin yerine Avrupa hayalleri geçiriliyor. Oysa bilinir ki hayalleri ile yetinenler, ellerindeki hakları da kaybetmeye mahkumdur!
Küreselleşme yalanının yasa paketleri, bir bir işçi sınıfının haklarını gasp ediyor, köylüler katlanılabilir yoksulluğun dibine itiliyor, Kürt ulusuna inkar dışında bir seçenek bırakılmıyor. Bizim de, Kürdüyle Türküyle, her milletten işçi ve emekçiler olarak bu yıl da 1 Mayıs’ta yerimiz, sermayenin saldırısına karşı hep birlikte alanlardır!
Emekçi sınıfların içinde bulunduğu koşulları daha da kötüleştiren, işsizliği artırıp iş güvencesini yok eden, ücretleri düşüren, kamusal hizmetleri tamamen özel sektörün kâr amacına kurban eden kapitalist saldırının başarısı, işçi sınıfın milliyetçilik dalaşına çekilmesi ve parçalanması sayesinde mümkündür. Kürt ulusuna yöneltilen imha silahı ve yükselen şovenizmle, işçi sınıfı, bilinci köreltilerek milliyetçiliğe kurban edilmek isteniyor.
Kürt halkına saldırıyla birlikte kışkırtılan azgın milliyetçilik dalgası, işçi sınıfına dayatılmış koşulları kalıcılaştıracaktır. İşçi sınıfı, şovenizmin imha politikasına ortak olursa, kendi kuyusunu kazmış olur. Bu yüzden, Kürt halkına yönelik saldırı, işçi sınıfına, onun kazanımlarına ve geleceğine yapılmış bir saldırıdır. İşçi sınıfı bu oyuna gelmemelidir. Saldırı yasaları karşısında kazanımlarını savunabilmek, ancak işçi sınıfının mücadele birliğini yükseltmesinden, egemen sınıfın bütün saldırılarına karşı durmasından geçer.
Sosyalizmin yıkılmasıyla demokrasi ve barışın yeryüzüne hakim olacağı yalanı çoktandır tuzla buz oldu. Emperyalistler Avrupa’nın içlerinden Çin sınırına kadar dünyayı savaşa boğdular. İşçi sınıfının sahip olduğu bütün haklar tek tek geri alınmaya çalışılıyor.
İşçi sınıfı, küreselleşme ideolojisinin etkisinden sıyrıldıkça mücadelesini yükseltiyor. Küreselleşme karşıtı hareket, kapitalizm karşıtı hedeflere yöneliyor. Avrupa’da emperyalistlerin yasal düzenlemelerine karşı mücadele bayrağını Fransa işçi sınıfı ve emekçileri devraldı. İngiltere’de dün başarıyla yürütülen savaş karşıtı eylemlerden bugün emeklilik yasasına karşı direniş ve grevlere geçiliyor. Güney Amerika’da sürdürülemez yoksulluk noktasından, özelleştirmelerin geri alınması, kamulaştırılması noktasına gelindi.
Emperyalistler, Ortadoğu ülkelerinde petrol ve iktidar savaşları ile, Afganistan’ın, Irak’ın işgali, İran’ın, Suriye’nin tehdit edilmesiyle, müslüman halkların kinini ve düşmanlığını kazandılar. İşçi sınıflarına ve emekçi halklara yönelen saldırıların emperyalist niteliği açığa çıktığı ölçüde, emperyalizme karşı küreselleşme karşıtı hareketler ile ezilen müslüman halklar arasında, Güney Amerika’dan Ortadoğu’ya yeni ilişki imkanları gelişiyor. Bu koşullarda, komünist enternasyonalin yokluğu, emperyalizme karşı mücadeleye önderlik ederek emperyalizmi ve kapitalizmi yeryüzünden yok edecek işçi sınıfının komünist öncüsünün, dünya partisinin eksikliği bir kez daha kendisini hissettiriyor.
Türkiye’de de işçi sınıfı, küreselleşmeci yasa paketleri ile daha ağır çalışma ve yaşam koşullarına, daha azgın sömürü koşullarına itiliyor. Tekstil, deri ve çeşitli sektörlerde süren direniş ve grevler, işçi sınıfının burjuvazinin karşısında bütünlüklü bir cephe oluşturmasına yetmiyor. Öte yandan gündeme getirilen AB taşeronluğu ve Ortadoğu’da, Kafkaslarda emperyalistlere işbirlikçilik politikalarının, Türkiye halklarına vaat ettiği, oligarşinin çıkarları uğruna, kan ve gözyaşı dökmekten başka bir şey değildir.
İşçi sınıfının ve emekçilerin kanı üzerinden sermayenin kârlarını artıracak bu politikaların gerçekleştirilebilmesine yönelik olarak, başta Terörle Mücadele Yasası ve Ceza İnfaz Yasası gibi yasalar da bir bütün olarak toplumdaki demokratik muhalefeti yok etmeyi, sindirmeyi amaçlıyor. Aynı zamanda demokratik muhalefetin ve işçi sınıfının mücadelesinin, Kürt halkının eşitlik ve özgürlük taleplerine kulak tıkaması, onun mücadelesinden yalıtılması isteniyor. Hatta her türlü mücadele, ‘terör’ korkutmacası ile damgalanarak işçilerin, emekçilerin mücadeleleri engellenmeye, bastırılmaya çalışılıyor.
Egemen sınıfların bütün saldırılarına karşı işçilerin, emekçilerin en büyük silahı, mücadele birlikleridir. İşçiler, emekçiler, parçalanmışlıktan çıktıkları, güçlerini birleştirdikleri oranda, yenilgiden kurtulup başarıya ulaşabilir. Mücadele birliği, sınıf mücadelesinin yükselmesinin koşulu ve itici gücüdür. Başarının diğer bir gerekliliği ise, mücadele hedeflerinin açıklığı, kesinliği ve tutarlılığıdır. İşçi sınıfının mücadelesi, ancak kapitalizmin ortadan kaldırılması ve komünizmle kalıcı başarıya ulaşabilir. Tek tek mücadeleleri sınıf mücadelesinin geneline bağlayarak tutarlılıklarını ve başarılarını da, komünizm hedefinin bütün bu mücadelelere yol göstermesi sağlayabilir. Bu yüzden sınıf mücadelesinin yükselmesinin ve başarıya ilerleyebilmesinin en önemli gereği, sınıf hareketinin birleşip komünizm hedefine sahip olmasıdır, komünizmle işçi sınıfı hareketinin birleşiminin ifadesi olarak işçi sınıfının komünist partisinin yaratılmasıdır. Komünist işçi partisinin önderliğinde işçi sınıfı, egemen sınıfların saldırılarını durdurup bütün ezilenlerin başında, mücadeleleri başarıya ulaştırabilir, baskıyı, sömürüyü, sınıflara bölünmüşlüğü ortadan kaldırarak insanlığın kurtuluşunu sağlayabilir.
ÖNE ÇIKANLAR
NEYDİ VE NEDEN ÇÖKTÜ?
SSCB’NİN KARAKTERİ ÜZERİNE BİR ÇÖZÜMLEME
Süha ILGAZ
Ütopya Yayınevi
KİTAPÇILARDA
Kurtuluş hareketinde olduğu gibi, genel olarak Türkiye sosyalist hareketinde de, yaşamıyla, mücadelesiyle, görüşleriyle özel bir yer tutan, yazarımız, yoldaşımız İsmet Öztürk’ü 19 Kasım 2011 günü kaybetmiştik. Vasiyet ederek bedenini bilimin hizmetine sunduğu Pamukkale Üniversitesi’nde görevi sona erince, O’nu 20 Haziran 2015 günü Rumelikavağı’nda, yoldaşlarının, dostlarının katılımıyla, kızı Ekin’in yanına, doğaya uğurladık.
İSMET ÖZTÜRK YAŞAMI, MÜCADELESİ VE GÖRÜŞLERİ İLE YOL GÖSTERİYOR
SOVYETLER BİRLİĞİ’NİN KARAKTERİNE İLİŞKİN FARKLI DEĞERLENDİRMELER
Sovyetler Birliği eleştirileri ve değerlendirmeleri, işçi sınıfının yeni sosyalizm deneyimlerine yol gösterecek komünizmin geliştirilmesi açısından önem taşır.
GEÇMİŞİN DEĞERLENDİRİLMESİ: KURTULUŞ’UN ‘YOL AYRIMI’
Çeşitli ‘yol ayrımları’ sonucu bölünmeler ve farklı yönlerde sapmalar yaşayan Kurtuluş hareketinin teori, pratik ve örgütlenmesinin, belirleyici dönüm noktalarıyla ele alınarak “proletarya partisi” hedefi açısından irdelendiği geçmiş değerlendirmesi, “İşçi Sınıfının Komünist Programı İçin Temel İlkeler” metniyle ileri sürülen perspektifin oluşumunda önemli rol sahibidir.
İşçi Sınıfının Komünist Programı İçin TEMEL İLKELER
Komünist programın üretilmesi çalışmalarına yol göstermek amacıyla hazırlanan “Temel İlkeler”, işçi sınıfının komünizm mücadelesinde ulaştığı en ileri örgütsel düzeye karşılık gelen Komünist Enternasyonal’in üzerinde kurulduğu politik çizgiyi ifade etme iddiasıyla, bütün sosyalistleri, işçi sınıfının mücadelesine önderlik etmek üzere komünizmi benimsemeye çağırmaktadır.
SİTE HARİTASI
sayı 2 /
sayı 3 /
sayı 4 /
sayı 10 /
sayı 12 /
sayı 13 /
sayı 14 /
Tezkere /
Pakistan /
SDP /
Geçmiş: Kurtuluş / / (formalı)
Anayasa /
Sovyetler Birliği / / (formalı)
İNTERNET SİTESİ ve
ELEKTRONİK POSTA
ADRESLERİ
internet sitesi:
kurtulussosyalistdergi.awardspace.info
erişim sayfası:
kurtulussosyalistdergi.blogspot.com
elektronik posta:
kurtulussosyalistdergi@gmail.com