Ana sayfa

Emperyalist saldırı örgütü NATO’ya geçit yok!

ÖZGÜRLÜK SOKAKTA KURTULUŞ KAVGADA

KORE

İşçi sınıfı ve ezilen halklar dünyanın her yerinde 1 Mayıs kutlamalarını kendi ülkelerinin özgünlüğü içinde alanlara yansıttılar. Kendi güncel, demokratik ve yaşamsal taleplerini haykırdılar. İşçi sınıfının mücadelesinin bütün ezilenlerin kurtuluşunun güvencesi ve öncüsü olduğunu belirttiler.

İSTANBUL

Saraçhane’de kortejimizle yerimizi aldık. İstanbul Saraçhane’de ve Ankara’da KURTULUŞ pankartlarının arkasında yürüdük. KURTULUŞ yazılı kızıl bayraklarımızla, NATO karşıtı pankartımızla, komünizmin önderlerinin, yoldaşların resimleriyle donatılmış pankart ve bayraklarla oluşturduk kortejlerimizi. İşçi sınıfının kurtuluşu, bu amaçla komünist işçi partisinin yaratılması, birincil görevimiz. Bunun için bütün çabamız. Bulunduğumuz her alanda bu sorumlulukla davranarak hücre hücre öreceğiz hayatı. Ve biliyoruz ki kurtuluşumuz kendi ellerimizdedir.

ANKARA

İşçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs, bütün engellemeler ve tehditlere rağmen coşkuyla yaşandı. 1 Mayıs, sınıfın bilincinde ve ruhundaki yerine, Taksim Alanı’na doğru yürüyüşünü, Çağlayan ölüm çukurunu aşarak geliştirdi. Şimdi bu yürüyüşün hedefinde, işçi sınıfı ve emekçi halkların düşmanı olan terör örgütü Nato’nun, Türkiye toplantısı duruyor. Sınıfın birliğinin parçalanması için devletin ve işbirlikçi bölücü sendika ağalarının özel çabalarıyla geliştirilen manevralara rağmen engellenemeyen bu yürüyüş, Nato’nun teşhiri ve durdurulması için hızlandırılacak ve İstanbul kavganın kenti olduğunu bir kez daha hatırlayıp, dosta düşmana gösterecektir!

Dünyanın dört bir köşesinde işçi ve emekçiler, ezilen halklar, 118 yıl önce yaratılmış bir geleneği yaşatarak sermayeye karşı kızıl mücadele bayrağını yükseltmek için alanlara çıktılar. Alanlarda, Irak’ta emperyalist işgale karşı, Filistin direnişine destek doğrultusunda ve özellikle Avrupa’da sosyal adalet ve daha iyi bir yaşam için talepler dile getirildi. Bu 1 Mayıs’ta da dünyanın her yerinde ve Türkiye’de işçi sınıfı ve ezilenler, enternasyonalist kızıl bayraklarını bir kez daha yukarı kaldırdılar. İşçiler, emekçiler ve ezilen halklar, ulus, cinsiyet, ırk, renk, din, dil farkı gözetmeksizin, alanlarda bir araya gelerek, tekellere, kapitalistlere, sömürücülere ve tüm ezenlere karşı öfkelerini, devrime, sosyalizme inanç ve özlemlerini haykırdılar. Avrupa’dan Asya’ya, Afrika’dan Amerika’ya, dünyanın dört bir köşesinde, bir kez daha, iki sınıf, iki güç, iki dünya karşı karşıya geldi. Alanlardaki milyonlar, işçiler, emekçiler, ezilenler, sömürülenler, birliğini, dayanışmasını, gücünü gösterdi ve sömürücülere, ezenlere gözdağı verdi.

Türkiye işçi sınıfı ve emekçileri de, dünyadaki, bölgedeki mücadeleleri gündemlerine alarak hazırlandı 1 Mayıs’a. Bu yıl 50’ye yakın merkezde gösteriler yapıldı. Bu gösterilerde, 28 Haziran’da İstanbul’da toplanacak olan NATO zirvesinin protesto edilmesi, İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere, tüm alanlarda öne çıkıyordu. Ağırlıklı olarak sendikal örgütlülüklerin dile getirdiği “1 Mayıs Yasallaşsın” sloganı da haykırılan taleplerin başında geliyordu.

İşçi sınıfı hareketinin, mücadelesinin, birliğinin simgesi 1 Mayıs, özellikle Türkiye’de, 1976, 1977, 1978’de İstanbul’da Taksim Meydanında DİSK’in öncülüğünde yapılan kutlamalarla, işçi sınıfının yığınlarıyla, sosyalizmin sloganlarının, taleplerinin bir araya geldiği, birleştiği gün olarak gelenekselleşmiştir. Egemen sınıfların bu birleşmeden, her şeyden çok korkması nedeniyle, 1924’ten beri yasaklandığı, ‘bahar bayramı’ olarak saptırılmaya çalışıldığı gibi, 1 Mayıs, 1979’dan itibaren tekrar on yıl boyunca yasaklı kalmıştır. Yasaklar kırılıp yeniden kitleselleşen 1 Mayıs, 1996’da bir kere daha oligarşinin saldırısına ve provokasyonuna uğramış, ikisi de egemen sınıf politikalarına hizmet eden, sendika yöneticilerinin uzlaşmacılıklarının ve ‘kürsü ele geçirme’ gibi sol sekter tutumların sonucunda, 1 Mayıs, ‘Çağlayan çukuruna’ mahkum edilmişti.

Yıllardır 1 Mayıs’ın toplumun içinden kopartılıp tecrit edilmesine karşı gösterilen tepkiler, bu yıl Emek Platformunun girişimiyle, gösterilerin farklı bir alana taşınmasını sağladı. Valiliğin miting alanı olarak yine Çağlayan’ı göstermesine rağmen, on binler, Saraçhane’de toplandı. Meydan ve caddeleri dolduran göstericilerin korteji Fatih’e doğru uzandı. Bu yıl, işyerlerinin bulunduğu, canlı, hareketli bir bölgede 1 Mayıs’ın kutlanmasının coşkusu içinde yürüyüş, Yenikapı’ya ulaştı.

Ancak İstanbul’da bu yıl, iki alanda iki 1 Mayıs kutlaması yapıldı. Türk-İş, Emek Platformun kararını beklemeden kendi başına alan başvurusu yaparak 1 Mayıs eyleminin bölünmesine yol açtı. 1 Mayıs’ın tecrit edildiği çukurdan kurtarılıp canlı şehir yaşamının içine taşınmasının engellenmesi amacına hizmet eden Türk-İş’in bu girişimi ise amacına ulaşamadı. Türk-İş’in düzenlediği 1 Mayıs mitingi Çağlayan’da toplanırken Emek Platformunun çağrısını yaptığı Saraçhane mitingi ise, Saraçhane Meydanı’nın fiilen miting alanına çevrilmesi, devletin dayatmalarına karşı konulması ve yaklaşan NATO zirvesini öne çıkartarak o günlere yönelik mücadele hazırlığını da şimdiden gösteren bir eylem olmasıyla hem Çağlayan’daki Türk-İş mitinginden ayrıldı, hem de son yıllardaki 1 Mayıs mitinglerinden. Saraçhane’de toplananlar devletin gösterdiği yerde kutlama yapmak yerine kendi güçlerine güvenerek daha özgür ve devrimci bir tutumu benimsedi ve Türk-İş’i de korkutan buydu. Saraçhane mitinginin sınıf hareketinin ve devrimci hareketin bugünkü koşullarında, devletin baskısına, hatta tehditlerine rağmen, fiilen, hem de kitlesel bir biçimde gerçekleştirilmesi, ilerisi için umut vericidir.

NATO’nun patronu Amerika, Ortadoğu’dan defol!
Ha Ulucanlar ha Ebu Gireyb cezaevi! Ha Bush ha Tayyip!
Katil Amerika ve işbirlikçisi AKP insanlık düşmanıdır
YA SOSYALİZM YA BARBARLIK
İstanbul NATO’yu bekliyor, kavgaya hazırlanıyor
Barbarlara geçit yok!
YAŞASIN PROLETARYA ENTERNASYONALİZMİ, YAŞASIN SOSYALİZM
ÖZGÜRLÜK SOKAKTA

ÖNE ÇIKANLAR


SSCB NEYDİ VE NEDEN ÇÖKTÜ

NEYDİ VE NEDEN ÇÖKTÜ?

SSCB’NİN KARAKTERİ ÜZERİNE BİR ÇÖZÜMLEME

Süha ILGAZ

Ütopya Yayınevi

KİTAPÇILARDA

SUNUŞ


İSMET ÖZTÜRK (ÇÖRTÜK İSMET)

Kurtuluş hareketinde olduğu gibi, genel olarak Türkiye sosyalist hareketinde de, yaşamıyla, mücadelesiyle, görüşleriyle özel bir yer tutan, yazarımız, yoldaşımız İsmet Öztürk’ü 19 Kasım 2011 günü kaybetmiştik. Vasiyet ederek bedenini bilimin hizmetine sunduğu Pamukkale Üniversitesi’nde görevi sona erince, O’nu 20 Haziran 2015 günü Rumelikavağı’nda, yoldaşlarının, dostlarının katılımıyla, kızı Ekin’in yanına, doğaya uğurladık.

İSMET ÖZTÜRK

İSMET ÖZTÜRK YAŞAMI, MÜCADELESİ VE GÖRÜŞLERİ İLE YOL GÖSTERİYOR


SOVYETLER BİRLİĞİ DEĞERLENDİRMELERİ

SOVYETLER BİRLİĞİ’NİN KARAKTERİNE İLİŞKİN FARKLI DEĞERLENDİRMELER

Sovyetler Birliği eleştirileri ve değerlendirmeleri, işçi sınıfının yeni sosyalizm deneyimlerine yol gösterecek komünizmin geliştirilmesi açısından önem taşır.


GEÇMİŞİN DEĞERLENDİRİLMESİ

GEÇMİŞİN DEĞERLENDİRİLMESİ: KURTULUŞ’UN ‘YOL AYRIMI’

Çeşitli ‘yol ayrımları’ sonucu bölünmeler ve farklı yönlerde sapmalar yaşayan Kurtuluş hareketinin teori, pratik ve örgütlenmesinin, belirleyici dönüm noktalarıyla ele alınarak “proletarya partisi” hedefi açısından irdelendiği geçmiş değerlendirmesi, “İşçi Sınıfının Komünist Programı İçin Temel İlkeler” metniyle ileri sürülen perspektifin oluşumunda önemli rol sahibidir.


TEMEL İLKELER

İşçi Sınıfının Komünist Programı İçin TEMEL İLKELER

Komünist programın üretilmesi çalışmalarına yol göstermek amacıyla hazırlanan “Temel İlkeler”, işçi sınıfının komünizm mücadelesinde ulaştığı en ileri örgütsel düzeye karşılık gelen Komünist Enternasyonal’in üzerinde kurulduğu politik çizgiyi ifade etme iddiasıyla, bütün sosyalistleri, işçi sınıfının mücadelesine önderlik etmek üzere komünizmi benimsemeye çağırmaktadır.


İNTERNET SİTESİ ve
ELEKTRONİK POSTA
ADRESLERİ